“Savcının vicdan, hâkimin akıl ve hikmet, mübâşirin nefs-i nâtık olduğu bir mahkemeden” her zamana hitap eden mümessil hadiseleri okumak hoşuma gitti.
Ahkâmsız Hükümler, muhterem Mehmet Ali Bulut’un Popüler Yayınları'ndan çıkan bir kitabı. Tabir-i câizse pişmiş tavuğun başına gelmeyenler henüz kitap olup cesede bürünme cehdini taşıyan bu kitaba misafir olmuş. Varsın olsun, yine de kitaplaşarak okurunun gözlerine misafir olmayı nasipten bibehre kılamamış hadisat.
Bilmediğini dahi bilmeyen ahir zaman Müslümanlarına
Herkesin allâme kesilip kimseyi dinleme gayretine katlanmadığı ve hatta ihtiyaç hissetmediği bir asırda, bilmeyenlere bilmediklerini anlatmak zor zanaat. Ağacı mobilyaya dönüştüren zanaatkârın işi kolay; çünkü kendisine bir itiraz yükselmez. Fakat bilmediğini dahi bilmeyen ahir zaman Müslümanlarına, içinde eriyip kaybolacakları cehaleti idrak ettirmek… İşte bu hakikaten zor.
Modern zamanların hızla akan nehrinin kenarına durup o nehrin içindeki Müslümanlara, “Buradan hiç de Müslümanca görünmüyorsunuz” diyen adamın meselini tersinden okursak meselenin çetrefilliği daha iyi anlaşılır sanırım.
“Nereden biliyorsun kardeşim durumumuzun iyi olmadığını? Gel bakalım yer değiştirelim.”
“Tabii buyur.”
“Gerçekten o nehirde hiç de Müslümanca görünmüyorsun, ne oldu sana böyle?”
İşte bu endişenin tezahürlerine ve açılımlarına şahit oluyorsunuz Mehmet Ali Bulut’un kitabında. Ben şahsım adına söyleyecek olursam, çok bilgilendim, okurken keyif aldım. Üslubunu da bir hayli beğendim. Belki kendime yakın hissettiğimden olsa gerek…
Bu dönemde dine ait bir şeyler söylemek eline ateşi almakla denk oldu neredeyse
Yazarın başından geçen numunelik vakalar da kitaba bir çeşni katarak okurun meseleye ısınmasını sağlıyor. Ne de olsa mücerrep bir hadise tekrar tecrübe edilmez. Hele de Müslümanların içine düştüğü, bir başka söylemle bazılarımızın zıvanadan çıktığı ahir zamanlarda aynı dine inananlara laf anlatmak cahiliye dönemiyle neredeyse örtüşecek.
Fuhşun, zinanın, faizin, adam kayırmanın, yalan dolanın, siyasetin, alaverenin, dalaverenin, dini kâra dönüştürmenin gırla gittiği bir dönemde dine ait bir şeyler söylemek eline ateşi almakla denk oldu neredeyse. Ahkâmsız Hükümler, işte böylesi şeylerden duyulan rahatsızlıkların sahile vurduğu ironik eleştirilerden müteşekkil.
Okunası bir kitap. Ve dahi ders alınası aynı zamanda.
Mehmet Akbulut yazdı