Fetih yıl dönümünden Kadir Gecesine...

 “Bilge Tarihçi” Ziya Nur Aksun, 1930 senesinde İstanbul’un fetih yıldönümü olan 29 Mayıs’ta gelmişti dünyaya. Tarihçi olacağı sanki doğum tarihinden belliydi. Konya’da, manevî atmosferin fevkalade olduğu bir ortamda, Mevlana’nın manevî ikliminde dünyaya açmıştı gözlerini. Onun bir Kadir Gecesi dünyadan göçmesi bilmem tesadüf müdür?

Aksun, Konya’daki ilk ve ortaöğretim tedrisatından sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde bulmuştu kendini. Fakat onu, öğrenim gördüğü hukuk alanından çok, İslam ve Osmanlı tarihi sahaları ilgilendiriyordu. Hukuk alanından geldiği için onun tarihçiliğini eleştirenler de olmuştu. Fakat onu eleştirenler sanırım, 1902’de Roma İmparatorluğu üzerine yaptığı çalışmalarıyla Nobel ödülüne laik görülen Alman tarihçi Thedore Momsen’in ve tarih alanındaki yüz akımız olan Ahmet Cevdet Paşa’nın da hukukçu olduğunu bilmiyorlar.

Ziya Nur Aksun; inanmış, Hakk’a teslim olmuş bir inanç ve sabır abidesiydi. O, Konya’daki ortaöğrenimi sırasında Bediüzzaman Said-i Nursî’nin Risale-i Nur Külliyatı’nı tanıma fırsatı buldu. Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken Bediüzzaman’ın eserlerine olan ilgisi iyice yoğunlaştı. Dünyaya çağımızın bu büyük âliminin penceresinden bakma fırsatını yakaladı. Ziya Nur Aksun’un Üstad’ı anlatan ‘Bediüzzaman ve Tarihçe-i Hayatı’ adlı eserdeki şu ifadesi Üstad’a olan bağlılığını göstermektedir. “Bu necip millet Bediüzzaman gibi nefsindeki menfaat putunu deviren insanların hizmetine çok, ama çok muhtaçtır.”