Edebiyat öğretmenlerimiz fark eder ilkin bizi. Yahut resim öğretmenlerimiz, müzik ya da spor öğretmenlerimiz. “Evladım sende şu hususta kabiliyet var” derler ve ilk yalımı hissederiz. Bu şekilde yazmaya çizmeye başlayan insanlarız. Bir de farklı branşlarda olan öğretmenlerimiz olmuştur ve esaslı çakmağı onlar çakmıştır. İlk etkidirler ve ömrümüz boyunca aklımızda tutarız onları. Onların farklı branşta olmaları bizi daha çok etkiler. Nice iyi yazarlar, sporcular müzisyenler bu yol ile varlık göstermişlerdir.
Bu minval üzre tanıdığım bir insana getireceğim sözü: Duran Boz (müstearıyla Ömer Erinç) bugün edebiyat alanında varlık gösteren onlarca gence öncülük etmiş bir emektar öğretmen. Bugün ellili yaşlarda ve en az yirmi yıldır yönlendirdiği insanların bugünkü duruşları onun ortaya çıkardığı imkanlar ve yol göstermelerle olmuştur. Lise öğretmenidir, ilahiyatçıdır. Öğretmenliği İmam Hatip Liselerinde yapmaktadır. Çalıştığı kurumlarda kitaplar çoğalır ve bu kitaplar seçkin kitaplardır. Çalıştığı kurumlarda ve alaka kurduğu kurumlarda içi kuru olmayan dopdolu etkinlikler birbirini takip eder. Maraş’ta gün gün çoğalan onlarca kütüphanenin oluşumunda katkıları vardır; bu kütüphaneler onun listelediği kitaplarla raflarını doldurur ve bu kitaplar ciddi okuyucularla buluşur. Kitapçılar Duran Boz’un listelediği kitapları getirtir ve raflarına dizer.
Kıraathane fikrini de kısaca anlatmanın yeridir: nezih ve görkemli bir kıraathane kurulması için öncülük yapmış ve bu kıraathanenin işlerliğinde emekler sarf etmiştir. Aksamayan haftalık söyleşiler ve bu söyleşilere katılan önemli yazarlar, dinleyicilerin çokluğu ve ilgisi kıraathene başladı başlayalı irtifa kaybetmeden sürmektedir. Bununla birlilikte sıradanlığı aşmış sempozyumlar ülke çapında etkili faaliyetlerdir. Bu sempozyumları yıllardır başarıyla sürdürmekte ve bunların yanı sıra kültürel ve edebi alanda kayda değer kitapların basılmasında önemli emekleri vardır.
Bir şehrin minnettarlığı bence yüzlerce insana iş istihdamı sağlayan işadamlarından ziyade böylesi kültür adamlarına olmalıdır. Çünkü, ortada bir maddi menfaat güdülmemektedir.
Bir edebiyat ve kültür dergisini eğitimli insanlara, devlet memurlarına, esnaflara, öğrencilere, işsizlere, ilgisizlere okutmak için yıllarca çantasında taşıdığını biliyorum. Bir kasap yahut fırıncı da bu dergiyi görüp okumuştur. Bu yadırganacak bir tutum ancak bu şekilde bir kültürel eylemin varlığı daha çok anlam kazanmaktadır. Halkı dikkate almaktır. Çünkü, halkın içindedir bu eyleme tepki verecek olanlar, başka yerde değildir.
Çoğu devlet memuru gibi yoksulluk sınırında yaşayan biridir o; maddi yetersizlikler içindeyken yaşantısındaki öncelikli ihtiyaçları diğerlerinden farklı sıralayan insanlarımızdan biridir Duran Boz; devlet memuru ve evlatlarını okutan, başkalarının evlatlarının okumasında yol, yöntem çoğaltan, her düşük gelirli gibi yaşamaya çalışan, gelgelelim odasındaki kitapların maddi değerini şehrin en varlıklı işadamının kitaplarıyla karşılaştırdığınızda çok daha zengin duran bir kültür adamıdır o.
Bünyamin Küçükkürtül bir ağabeyi anlattı