Her şehrin kadimi güzeldir. Eski Çine, yeni Çine'nin 10 km ilerisinde; Ahmet Gazi Camii, Ahi Bayram ve İbrahim türbesiyle bilinmeyen külliyeli şehirler listesine adını yazdırıyor.
Aydın'dan Muğla'ya giderken soluklanabileceğimiz bir kervansaray hükmünde, büyük ihtimal bir külliye tarzında planlanmıştır. Bize ulaşan bir cami ve türbe.
Zeytin ve narenciye ağaçları ile süslenmiş bu mekanın heybetli çam ağaçları da “sizden önce biz buradaydık” diyor.
Cami duvarına dizilmiş mezar taşları da bizlere bırakılmış, dipnotunda tefekkürü mevt yazan, abide hükmünde. Mezar taşı gördüğümde eskiden de dikkatimi çekerdi; fakat artık daha çok mezar taşlarının farkındayız. Dünyabizim sitesinde yazılarını zevkle okuduğumuz Nidayi Sevim abimiz, sağ olsun kadim taşlara karşı yazılarıyla ve kitaplarıyla duyarlılığımızı artırdı.
Ahilerin Anadolu'nun her karışını fethettiğine güzel bir örnek ahi türbesi. Kazdağları eteklerinde ahi köyü bulmak da şaşırtmamalı bizleri, Anadolu'nun batı ucunda ahi türbesi bulmak da hayrete düşürmemeli. Ahiler sahabeyi model alıp ulaşabildikleri her yeri İslam ile imar etmek için dertlenmişler, Rabbimiz cümlesinden razı olsun. Amin.
Cami minberi ilginç duruyor; fakat boya orjinalliğini bozmuş, tıpkı taş duvarların iç tarafına yapılan sıvanın iç mekanın havasını bozduğu gibi. Kadim camiler sıvadan ve boyadan kurtarılmalı, diye bir not da düşelim. Cami dışı restore edilmiş; fakat türbeye ödenek herhalde yetmemiş, bunu da not edelim. Kadim binaların makyaja ve peyzaja ihtiyacı yok. Sadece aslına uygun yapılsın yeter. Rabbimiz tarihimizi aslına uygun onaranlardan razı olsun. Amin.
Bu vesileyle tarih meraklılarına iki görev düşüyor: “Ahmet Gazi kimdir?” ve “İbrahim ve Bayram isimli ahiler kimlerdir?” sorularına cevap bulmak.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cihad Meriç yazdı