Asyalı Ozan Kendisini Anlattı
Bursa'nın güzide mekânlarından olan TYB Bursa Şubesi, diğer adıyla Seyyid Usul Kültür Merkezi, geçenlerde mühim bir etkinliğe sahne oldu. İslam şairi Metin Önal Mengüşoğlu, nam-ı diğer Asyalı Ozan, kendi şiir serüvenini anlattı.
Bu haberimiz o muhabbet ortamından seçilmiş üç beş cümleden ibaret. Konuşma metninin tamamını merak edenler bir müddet sabredecek. Zira, TYB Bursa Şubesi'nin acar yöneticileri Asyalı Ozan'ın konuşmalarını kayda almaya başladılar...
Şimdi Asyalı Ozan Söylüyor:
- Şairliğim aklıma gelince çocukluğuma gidiyorum. Harput türküleri geliyor aklıma. Bunlarla büyüdüm ben.
- Sahra Hatun Camii minaresinden okunan ezan beni şair etti.
- Şairliği bir tekebbür vasıtası olarak görmüyorum.
- Yelboğazı tepesindeki çobanların el-ezberleri ile büyüdüm ben, şiirlerimde onlardan sesler var.
- Sanat hissetmektir, sezmektir; sanat evvela insandaki hissiyata hitap eden bir faaliyettir.
- Hayatımın hasretlerle vuslatlar arasında geçmesi beni şair etti.
- Şiirden başka merhem bulamadım kendime.
- Hayattaysam, ayaktaysam ve hâlâ insanların konforunu bozuyorsam, bu şiirdendir.
- Öğrenciyken İstanbul'da bir sivil toplum kuruluşunda kitap satışından sorumluydum. O dönemde okumadığım kitabı satmadım. 1963-69 yılları arasında camiamızda çıkan bütün kitapları okudum. Mesela tefsirlerden Elmalılı'yı 11 ayda, Seyyid Kutub'u 26 günde okudum.
- İslâm bende geleneksel bir anlayış değildir. İslâm'ı bir alışkanlık olarak algılamadım. Herkes gibi bir Müslüman olmadım.
- Pek çokları gibi sıradan bir mensubiyet bağım olmadı benim. Bu topluma aidiyetim bir asabiyete bağlı değil. Şoven bir aidiyetim, bağım olmadı.
- Herkese kendi toprağı rahimdir.
- Her insan Allah'ın bir kuludur.
-Önce inanıp sonra düşünmeyi unutan toplumum gibi olmadım ben. Önce düşünüp sonra inanan birisi oldum.
-Günümüzde işlerini bilgisayara emanet eden insanlar, uyumaya daha çok zaman ayırmaya başladı.
-Sanat, ilim, iman… “Ah” “Hı” ve “Oh” makamları… İnsan, kendisine bahşedilmiş bu üç fonksiyonu sürdürüyorsa insandır. Bunlardan birisini ihmal ederse, insanlığını kaybetmiştir.
Asyalı Ozan'ın Konuşmasındaki Diğer Güzellikler…
Konuşmasını manilerle, türkülerle, çeşitli milletlerin müzik ve edebiyatlarından belleğe yerleştirilmiş metinlerle süsleyen Mengüşoğlu, bir ara kendi şiirlerinden örnekler okudu. Biz de Asyalı Ozan'ın bir şiirini buraya alıyoruz:
YURDUMUZ TAŞRA
Beynimizin kurdunu öldürmek için
Anam, karlı pekmez yedirirdi her yaz
O zaman daha küçük ve beyaz dişlerimiz
Alır başını giderdi ağzımızdan
Bense neyi hatırlasam ondan utanıyorum
Kızlardan, komşunun tavuğundan, kerpiç duvardan
Faytoncu Alo Dayı'nın atından bile
Mahalle camisine alışıyorum ardından
Boynuma asılı kılıfta elifbe cüzü
Okuyorum Ebced'i en gizemli dua yerine
Şeytan uzanamıyor artık boynumun kavaklarına
Eksilen birşeyler vardı bazı yerlerimde
Kendime kelimeler ekleyip artırdıkça
Yitip gidiyordum dökülen esvaplarımın içinde
O ağlamaklı yüreğimi göremiyordu kimse
Oysa avuçlarımda taşıdığım buz
Yetişirdi karnımdaki yangını söndürmeğe
Yurdum, kehribar renkli toprağım, taşram
Benim ağustos sıcağında üşüyen tarafım
Hüzünlü bir tebessümden başka ne verdin bana
Cevat Akkanat, ozan sesine kulak verdi.