Mihrişah Valide Sultan
Mihrişah Valide Sultan, içli, duygulu, iyiliksever ve nazik bir saray hanımıydı. Hayırsever bu hanımın, Ceneviz asıllı bir aileden olup gerçek adının “Agnes” olduğu sanılmaktadır. Kimi kaynaklarda da Fransız asıllı ve adının “Janet” olduğu öne sürülmektedir. Osmanlı Sarayı’na geldikten sonra kendisine güneş gibi ışık saçan anlamında “Mihrişah” adı verildi. Sultan III. Mustafa’nın hanımı, Şehzade Selim ve Şah Sultan’ın annesiydi. Mihrişah Sultan, eski bir Osmanlı geleneği olarak eşi III. Mustafa’nın ölümünden sonra eski saraya gönderildi. Oğlu III. Selim padişah olunca Mihrişah Sultan da valide sultan oldu. Selim’in doğumundan sonra itibarının çok artmasına karşın hiçbir zaman devlet işlerine karışmadı. Oğlu tarafından sevilen sayılan bir valide olmanın yanı sıra hayır işlerini sevmesi ve dindarlığıyla da tarihte yer edinmiştir.
Mihrişah Valide Sultan, Eyüp’te bulunan; Peygamberin Sancaktarı Hazret-i Halit’in ruhaniyetinden yararlanmak için yazları kızıyla bu semtteki Sahil Sarayı’nda otururdu. 1795’de Eyüp’te bir türbe, medrese, kütüphane ve imaret, 1746’da Bahçeköy’deki Arabacı Mandırası Deresi üzerindeki Valide Bendi, 1805’te Yeniköy’deki Mihrişah Valide Sultan Çeşmesi, Levent Çiftliği’ndeki kışlanın bahçesinde cami, çeşme, sıbyan mektebi inşa ettirerek şehrin imaretine katkıda bulunmuştur. Bunların yanı sıra Kasımpaşa Mevlevihane’sini tamir ettirdi ve Halıcıoğlu mevkiinde Mihrişah Valide Sultan Camisi’ni yaptırdı. İmar faaliyetlerinin desteklenmesi ve devamlılığı için vakıflar kurdu.
Mihrişah Valide Sultan, oğlu III. Selim’in saltanatı sırasında öldü (1805) ve Eyüp’teki Mihrişah Valide Sultan Türbesi’nde toprağa verildi. Mihrişah Sultan’ın Eyüp’teki hayratına su vermek için düşünülen bendin mermer su toplama duvarı üzerinde de Sultan’ın 1796 tarihli kitabesi yer almaktadır. İmarethanenin içinde inşa ettirdiği türbesi ile yardım alan insanların duasına da nail olmuştur. Fakirlere ve medrese öğrencilerine günde iki öğün yemek çıkaran bu imarethane Ramazan ve kandillerde daha özel yemekler ikram ederdi.
Türbe ve imarethane
1792 yılında yapımına başlanan Mihrişah Valide Sultan türbesi 1794 yılında tamamlanmıştır. Türbesi İstanbul’un Eyüp semtinde, Bostan İskelesi civarında bulunmaktadır. İskele ile Hüsrev Paşa Kütüphanesi arasında imarethane bulunmaktadır. Türbenin bahçesinden direkt olarak imarethane binasına geçiş sağlanmaktadır.
Mihrişah Valide Sultan tarafından yaptırılan, imarethane ve türbesinin bulunduğu bu külliyenin inşasında, Mimar Mehmet Arif Ağa ve Nurullah Ağa görev almıştır. Mihrişah Valide Sultan türbesi ve imarethanesinde benzer mimari özellikler göze çarpmaktadır. Her iki yapı da beyaz mermerden, on iki oval yüzlü, çift sıra pencereli ve kubbelidir. Kubbelerin üzeri kurşun ile örtülmüştür. Barok üslubunda olan bu yapılar özellikle cephe düzenlemesinde ve tezyinatta kendisini göstermektedir.
Hem türbe hem de imarethane, plan itibarıyla Türk barok mimarisinin önemli bir temsilcisidir. İnşasından günümüze fazla tahribata uğramadan ulaşan bu yapılar, onikigen planlıdır. Türbe, iki basamaklı mermer bir kaide üzerine oturtulmaktadır. Buna karşın imarethane kısmında daha çok sütunlar göze çarpmaktadır. Bu sütunlar üstünde maşallah yazısı ve III. Selim’in tuğraları bulunmaktadır. Türbeden farklı olarak imarethane 25 kubbeli bir yapı üstündedir. Kubbelerin ortası imaretin cümle yani ana kapısıdır. Bu kapının sol tarafında yardımlaşma ile ilgili ayet-i kerime yer alırken sağ tarafında besmele bulunmaktadır.
İmarethanenin bahçesinden direk olarak geçiş sağlanan Türbe üç bölümlü, revaklı bir girişi ile daha gösterişli bir yapıya sahiptir. İmarethanenin sadeliği yardım etmenin vakarını taşırken, türbe tüm gösterişi ile âdeta en sevgiliye kavuşmayı temsil ediyor. Revaklı, sekiz mermer sütunlu ve kubbe ile örtülü bu yapı, çift sıra pencerelidir. Pencereler arasında duvarlara gömülü sütunlar ve köşeli pilasterler yer alır. Mihrişah Valide Sultan Türbesi’nin revaklı giriş bölümünde yer alan kubbe, kalem işleriyle bezelidir. Ayrıca göbekteki sekiz kollu yıldız madalyon ise dalgalı kollarla birbirine bağlanmıştır. Yuvarlak kemerli türbe kapısının kilit taşında stilize edilmiş bir istiridye kabuğu motifi bulunmaktadır. Bunun dışında hat sanatının da güzel örnekleri mevcuttur.
Tüm bu sanatsal mimarisinin yanında İstanbul’da Osmanlıdan günümüze dek ulaşan tek imarethane olma özelliğine sahiptir. Mihrişah Valide Sultan’ın bu hayırlı eseri, Vakıflar genel Müdürlüğü eliyle hizmetine devam etmektedir. Eskiden olduğu gibi günümüzde de ihtiyaç sahibi 3000 kişilik sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirilmektedir.
Nezaket Rümeysa Kösem
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi TARİH
Hüma dergisi, 21. sayı