Yerçekimi Bilgisi” (Ebabil Y.) 2007’te yayımlanmış. Hakan Şarkdemir benim için çoğunluk “Tadat” (2006, Ey Kitap), biraz da “Batık Değirmenler”dir (1997, Mavi Y.). Çünkü “Tadat” yayımlandıktan sonra Hakan Şarkdemir’le görüşemedim. Zihnimde halen orada duruyor. Ki sonrasında “Yerçekimi Bilgisi” ve “Kul Hakkı Kulak Arkası”yla (2011, Ebabil Y.) o, şiirinde değişikliğe gitmiş, yeni biçim denemeleri yapmıştır.

Şarkdemir’in şiirde denediği şeyleri anlayabildiğimi söyleyemem. Aslında Batık Değirmenler ve Tadat’ı ne kadar anlayabildim, o da meçhuldür. Şarkdemir anlaşılması, tanınması zor bir kişiliktir. Onun susması, somurtması, sinirlenmesi, sevinmesi, dalgınlığı veya coşması… şaşırtıcıdır. Ne yapacağı veya bir şeye nasıl tepki vereceği önceden kestirilemez. Şaşırtıcı olması da buradan kaynaklanır. Topluluk içinde az konuşur. Fakat adamını bulduğu zaman susmadan saatlerce konuştuğunu da görebilirsiniz. Genellikle sessiz kalmayı tercih eder. Fakat bu, onun meseleler üzerine söyleyecek bir şeyi olmadığı anlamına gelmez. Belki de söyleyeceği çok fazla şey vardır. O kadar çoktur ki bunlar, onu konuşturmaz, susmaya zorlar. Bilemiyoruz tabii, onunla İstanbul’da saatlerce tek kelime konuşmadan yürüdüğümüzü hatırlıyorum. Bir de onunla yanlış bir durakta otobüs beklerken, saatlerce konuştuğumuzu. Daha doğrusu onun konuşup, benim dinlediğimi. İkisi de ayrı birer tecrübeydi ve değerliydi.

Her şeyde olduğu gibi, şiirde de mükemmelcidir Şarkdemir

Her şeyde olduğu gibi, şiirde de mükemmelcidir Şarkdemir. Yazarken de okurken de en mükemmelini yakalamak üzere hareket eder. Örneğin onun için dönem dönem bir veya iki tane iyi şair vardır. Üçüncü bir şair yoktur. O, onları okur ve onlardan alacağını alır. O zaman şunu söyleyebiliriz: Şarkdemir arayış içindedir. Okuduğu şeylerde aradığı şeye dair bir şey bulduğunda onu alır. Bir kitabın okuyucuya vermek istediğiyle çok ilgilenmez. Ona zorla bir şeyi kabul ettirmek mümkün değildir. Şarkdemir okuduğu kitabın, okuyucuya vermeye çalıştığından farklı noktaları, fikir ve duyguları alabilir. Çünkü Şarkdemir’in ulaşmaya çalıştığı bir sentez vardır. O, zihninde, bir bütüne doğru ilerlemektedir. O bütünü sağlayan unsurları arar yalnızca. Unsurların onu götürdüğü yerle ilgilenmez.

Kul Hakkı Kulak Arkası’ndaki biçim denemelerini buna yorabiliriz. Çünkü özde ilk kitaplarından düşünce ve his bakımından, bu kitabın çok farkı yoktur. O, bu kitabında da yine İslamcı’dır. Müslümanca kaygılar taşımaktadır. Modernizme veya çağın sancılarına karşı cevap geliştirmektedir. Şarkdemir bu şekilde kendi duruşunu bulmaya ve sağlamlaştırmaya çalışan bir şairdir. Özgünlüğünü elden bırakmaz. Dışarıdan aldığı etkileri de bu özgünlük içinde eritmeye çalışır.

Şarkdemir’in bazı yazıları dipnot ve alıntılarla doludur. Bazılarında ise hiçbir dipnotla karşılaşılmaz. Dipnotlar onun yazılarında sırıtmaz, ayrıksı durmaz. Hatta denilebilir ki alıntı yaptığını kendisi belirtmese, onların Şarkdemir’e ait olmadıkları anlaşılmayacaktır. Çünkü Şarkdemir bir şey alırken, onu kendine mal eder. Sıkıntı yalnızca, o fikri kendisinden önce başka birinin söylemiş olmasında yatar. Başka birisi daha önce söylemeseydi, Şarkdemir onu söyleyecekti zaten. Ve onun üzerinden ulaşmak istediği nihai fikrine doğru yol alacaktı. Alıntı yaptığı cümle dolayısıyla, Şarkdemir o nihai fikrine ulaşmış değil. Dediğimiz gibi; fikir, şiir veya düşünceler Şarkdemir’i bir yere doğru sürüklemez, onları kendi tecrübesi doğrultusunda ulaştığı noktaya doğru sürükleyen veya onları, kendi ulaştığı sonucu açıklamak için kullanan Şarkdemir’dir. Bunu onun şahsında da görebiliriz.

71’liler, Türk şiirinde son devrimcilerdir Ve devrimcinin arkadaşı olmaz, yoldaşı olur

Şarkdemir’i arkadaş veya yoldaş olarak etkilemek kolay değildir. Hele onu bir şeye zorlamak veya ona bir şeyler yaptırmak… Ama o, zaten yapacağı şeyler noktasında kendisine arkadaş ya da yoldaş edinir. Söylediğim şey, onun şiir, yazı ve dergicilik noktasında nasıl hareket ettiğine dönüktür. Yoksa onun arkadaşlık ilişkilerini çok bildiğimi söyleyemem. Zaten kendisiyle arkadaş da olamamışımdır. Birçok defa istememe ve girişimde bulunmama rağmen. Tam da burada Şarkdemir’in 71’li olduğunu yazalım. Ve 71’lilerin çok iyi arkadaş olmadıklarını. Belki kendi aralarında iyidirler. Gerçi yazdıkları şiirlere bakılırsa, arkadaşlarıyla esaslı kavga verdiklerini görürüz. Ama şu kesin, kendilerinden yaşça küçük kişilerle arkadaş olmak istemediklerini düşünebiliriz. 71’liler, Türk şiirinde son devrimcilerdir. Ve devrimcinin arkadaşı olmaz, yoldaşı olur. Yoldaşlıkta adı olmayan rütbeler esastır. Herkes yerini bilmelidir. Yaptığı işe veya yaşına göre.

Burada Şarkdemir’e yeniden şaşırabiliriz. Çünkü çoğunluk ciddi duran, meseleleri çok ciddiye alan, derin düşüncelere dalan Şarkdemir aslında gayet espritüel, güler yüzlü, şen şakrak bir yöne de sahip. Gülmeyi sever diyebiliriz. Bu tür anları, enderdir. Ben birkaç defa rast geldim. Şarkdemir zekice şakalar yapar. Onunla bir espriye birlikte gülünebilir. Yeter ki özgürlüğüne, bağımsızlığına dokunulmasın. İçinde bulunduğu çevre, onu olduğu şekliyle kabul etsin. Ona hiçbir şey dayatmasın ve sorumluluk yüklemesin. O, zaten sorumluluklarını bilen biridir. Akıl almayı ve vermeyi sevmez. Herkes işine baksın havasındadır. İşte o zaman sizinle yürüyebilir, yemeğe çıkabilir, gülebilir, konuşabilir. Diğer türlü, ya yanınızda çok durmaz, durduysa bile konuşmaz ya da sıkı bir kavgaya girişebilir. Bu yönünü atlamamak lazım. Şarkdemir 90 Kuşağı’nın sıkı eleştirmen ve savaşçılarındandır.

Şarkdemir’in şiir ve düşüncede verdiği savaş için Dergâh, Şehrengiz ve Atlılar dergilerine göz atmak gerekir. O, 90 kuşağından Hakan Arslanbenzer, İcabi Akçaoğlu, Osman Özbahçe gibi şairlerle birlikte Atlılar’da 80 kuşağına karşı çıkan, yeni bir şiirin habercisi olan bir şairdir. Bu, neo-epik şiir akımıdır. Kendisi bir zaman “senfonik şiir”, daha sonra ise “modern epik şiir” demiştir. Bu tür şiirlerin en olgunlarını Tadat’ta toplamıştır. Daha sonra ise neo-epik şiire mesafeli durmuş. Onu yazılarında anmaz olmuştur. Ayrıca “Mükemmel Kısa Şiir” başlıklı makalenin altında da onun imzasını görürüz. Kendisinden duymuştum, bu yazıyla neo-epik veya modern epik şiire karşı durmak veya bu şiirlerle ilgili bir zamanlar söylediklerini şimdi inkar etmek gibi bir yola girmediğini belirtmişti. Şiirin uzunluğuna veya kısalığına bakılarak bir yargıya varmanın yanlışlığından söz etmek istemiştim sadece demişti.

Şardemir eleştirel denemelerini “Kahramanın Dönüşü (2008, Ebabil Y.) adlı kitabında topladı. O yazılardan 90 kuşağına ve günümüz şiirine dair önemli tespitler edinilebilir. Daha sonra Serkan Işın ve Osman Özbahçe’yle birlikte çıkardığı Karagöz Dergisi’nde epey yazı yayımladı. Kahramanın Dönüşü’ndeki yazılar, Batık Değirmenler ve Tadat’la, Karagöz Dergisi’ndeki yazıları ise Yerçekimi Bilgisi ve Kul Hakkı Kulak Arkası’yla birlikte değerlendirilebilir. Her halükarda Şarkdemir, okuyucuna fikirsel bir şölen sunar. Onun şiirleri değişiktir. Şiir dili ve şiirde yakaladığı modern epik atmosferle dikkat çeker. Kendine özel konuları, söyleyişi ve işleyişi vardır. Hem yazdıklarıyla hem de şahsiyetiyle Şarkdemir takip edilmeyi, anlamaya çalışılmayı hak eden, ender şairlerdendir.

 

Ömer Yalçınova yazdı