Dışkapı civarında bir mekânda oturmuş yarım ekmek arası ciğer yerken yaptığımız muhabbette, beraberimdeki iki mübarek arkadaşın oy verecekleri adayı belirlediklerini söylemeleri ve o aday üzerine benim fikrimi sormalarına verdiğim uzun ve sert yanıtlardan sonra bu haberi yazmaya karar verdim. Zaten ben kim hakkında yorum yapsam karşımdaki insan memnun kalmıyor, ne yapayım yalakalık mayamda yok, elden gelmiyor, dilden de.

Bir aya yakındır, Kızılay'a ve Sıhhiye'ye giden otobüs güzergâhlarındaki reklam panolarını takip ediyorum, seçim otobüslerini pür dikkat dinliyorum, adayları görmeye çalışıyorum, kapıya-posta kutusuna bırakılan aday reklamlarını hatmediyorum. Oy vermek için filan değil, yalnız başımayken zaman geçsin, yol çekilir kılınsın; boş vakit meşgaleleri yani.

CHP'NİN ADAYI ATATÜRK
Murat Karayalçın Shp'nin başkanlığını bırakıp apar topar Chp'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğundan bu yana, bir garip hâldir ki aldı Ankara'yı. Temiz hava-temiz su kampanyası yürütüyor Murat Karayalçın. 'Hazır mısınız?' diye sorulan reklamlarda, sadece soyadı kullanılıyor nedense, 'soyadı kanunu da bizim parti çıkardı' mı demek istiyorlar acaba? Bu söylemden oy gelir ama, yabana atmamak gerek. Bunların üzerine cümleler eklemek istersek şöyle:

Karayalçın, geçen iki yerel seçimde aday olmuş ve kaybetmişti. Hani siyasetin bu kadar sığ olduğunu bilmesem, bu siyasi partiler 'daha iyi yenil'mek derinliğini şiar edinmişler diyeceğim. Cümle iki: Chp, seçim şarkısı olarak, Cumhuriyet mitinglerinden aşina olduğumuz, Aşık Mahzunî Şerif'in bestesi olan 'Sarı saçlım mavi gözlüm'ü kullanıyor. Bir kuple alıyoruz: 'Kurban olam yürüdüğün yollara/Kara peçe yakışmıyor kullara/Uyan bak bizim hallara/Sarı saçlım mavi gözlüm/Nerde nerde nerdesin dost.' Yani gerçekte, Chp'nin ilde ve her ilçede adayı Atatürk.

NE SAĞ'I?
Sanırım Melih Gökçek her seçim öncesi aynı şeyi söylüyor: Sağda birliği sağlayalım. Hiç anlamadığım bir meseledir bu. Ankara'ya 'sol' gelmesin diye, 'sağcılar' Melih Gökçek etrafında toplanmalıymış. Zirve cümle: 'Ülkücü arkadaşlarımız iyi bilirler ki, Mansur Yavaş kendilerine nasıl bakıyorsa benim de onlara bakışım aynen öyledir.' Ak Parti ile Mhp koalisyon yapmamışken, Mhp'nin de bir adayı varken bu istek niye? Ne sağ'ı ne sol'u? Seçim afişleri Hollywood afişlerini andırır şekilde tasarlanmış yine. Bu afişlerden önce, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği üç-dört hafta süren 'sempozyum' adı altındaki etkinliklere seçtikleri slogan olan 'Bilen için kolay' reklamları ise, eğitim sisteminden ziyadesiyle hoşnut lise öğretmenlerinin ÖSS için sıkça kullandığı bir cümlemizdi, panolarda gördükçe insan kendini otuz kişilik sınıfta Sosyal Bilgiler dersinde hissediyordu, neyse ki kaldırıldılar. Bu arada Melih Gökçek için bir seçim şarkısı bestelemiş İsmail Türüt, her seçim şarkısı gibi, kötü.

SOL SES SAĞ TENOR
Mansur Yavaş, eski Beypazarı Belediye Başkanı. Mhp'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu açıklandığından bu yana muhabbetlerde sıkça ismi duyuluyor. İstanbul'daki Kemal Kılıçdaroğlu'nun konumu neyse Ankara'da da Mansur Yavaş o sanki, parti içi meseleler. Mansur Yavaş için bestelenen şarkıyı dinledim, girişiyle bile Edip Akbayram'ın o çok sevdiğim 'Güzel günler göreceğiz' şarkısını hatırlatıyor. Aynısı demeye dilim varmıyor, dinleyin, duyun, 'görün' derim. 'Sağ'ın yıllanmış kalesi, 'sol ses'lerden çiçek devşiriyor.

VEYSEL CANDAN'I GÖREN VAR MI?
Saadet Partisi, bir aya yakındır reklam panolarında yer alıyor. Birçok insanın beğendiği sade sloganları 'Fark var' eşliğinde kampanyaları devam ediyor. Ama başlarda Mhp'de de görülen bir sorun var: Birçok insan Saadet Partisi'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayını hâlâ bilmiyor. Bütün reklamlarda-ilanlarda Numan Kurtulmuş'un fotoğrafı var, belediye başkan adayının yüzünü gören cennetlik. Araştırıp öğrendim Veysel Candan'ın adayları olduğunu. Candan geçmişte, iki dönem Konya-Meram Belediye Başkanlığı yapmıştı.

Akşama doğru bir vakitte, Opera'dan Dışkapı yönüne doğru giden bir Demokrat Parti seçim otobüsü gördüm. İlk defa. DP'ye başka bir yerde rastlayamazsınız.

Tüm partilerin birleştiği bir nokta var: Kültür, edebiyat, sanat, sosyal hâller üzerine bir tek 'vaad'leri yok. Mesela bir örnek: Ankara Sinema Derneği'nin 14.sünü düzenlediği Gezici Festival, ilk kez Ankara'ya uğramadı geçen yıl. Sinema salonu tahsis edilmediği ve etkinlikler için gerekli mekânlar sağlanamadığından dolayı Ankara'nın programdan çıkarıldığı duyurulmuştu. Kars Belediyesi'nin her yıl yakından ilgilendiği festival 7-13 Kasım'da Kars'a ve 14-16 Kasım'da da Artvin'e uğrayarak sonlanmıştı. Bu festivalin Ankara'yı es geçmek zorunda kalması olayıyla ilgili bir 'vaat', ve dahi bu sorunu hallederim diyen bir ses duymadım, biliyorum, duymayacağım da.

Hamiş: Sizin dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, şöyle bir durum var: CHP'nin açılımı Cumhuriyet Halk Partisi ya, işte bu açılımda hata var. 'Cumhuriyet' kelimesi 'halk' kelimesinin sıfatı olmalı ki, birleşip 'partisi' oldukları şey'e bir ad olsunlar. Milliyetçi Hareket Partisi'nde, Demokratik Toplum Partisi'nde olduğu gibi. 'Cumhuriyet' ve 'halk' kelimeleri arasına 've' konularak da bu sorun aşılabilir. Adalet ve Kalkınma Partisi'nde kullanıldığı gibi. Demokratik Sol Parti dendiğinde de bir problem yok, -si eki olsaydı parti'nin sonunda, Chp'de bulunan hata orda da baş gösterirdi. Tek kelimeli Saadet Partisi, Demokrat Parti gibi parti isimlerin de zaten böyle bir sorun oluşamaz. Chp cumhuriyetle yaşıt, partinin adının açık yazılan hâlinin hatalı oluşu da.

M. Fatih Kutan yazdı