Çizerlik dışında işler yaptınız mı? 

Çocuklukta denediğim işler var. Berber çıraklığı, avukat katipliği, halıcılık... Mizah dergilerinden sonra grafikle uğraştım uzun süre. Bir ara manifaturada çalıştım. Para karşılığı değil ama ev dekorasyon işleriyle o kadar çok uğraştım ki, her türlü ameleliğini yapabiliyorum. 
 
Çizer olarak kendinizi tanıttığınız oluyor mu? Nasıl tepkiler alıyorsunuz? 
 
Tanıtmamayı istiyorum genelde, sebebi bir sonraki sorunuzda saklı. 
 
Cem UygunBir çizerin en hoşlanmayacağı üç şeyden birisi de şu mudur: "Benim bir karikatürümü çizsene!"? 
 
Aslında bu ikinci soru oluyor genelde. "Şöyle bir şeyi karşında gördüğün gibi çizebiliyor musun?" ilk soru oluyor. İkincisi "Benim bir karikatürümü çizer misin?".  
 
Çizerler genelde sevmezler pek kitap mitap. Kitaplarla aranız nasıldır? Cem Uygun'un entelektüel bir yapısı olduğunu hissetmemek zor değil? 
 
Yok, saçım uzun diye entellektüel sandınız herhalde. Akademi zamanlarından beri keyfimce kitap okumadım pek. İş odaklı oldu hep, çizeceğim konuyla ilgili okudum, araştırdım. 
 
Üzerinde çalıştığınız bir A'mak-ı Hayal çizgi romanı var diye duyuyoruz, ne alemdedir, ne zamana biter? 
 
Ustura'da başladı, Zaman'da devam etti. Ancak şimdi albüm olarak hazırlamaya çalışıyorum. Süreli yayınlarda boyut ve zaman sıkıntınız oluyor. Tabii o baskıya göre hazırlıyorsunuz ve birçok ödün vermek durumunda kalıyorsunuz kalitesinden. Tüm karakterleri, sembolleri ve anlatımı tekrardan gözden geçiriyorum. Eklenecek, büyütülecek ve düzeltilecek kareler var. Sürer biraz daha. Okuyanı çarpan bir romanı resimlemek zor iş, herkesin hayalini yakalamak imkansız ama yine de genelin hayallerini yıkmayacak bir iş çıkarmak lazım. 
 
Çizgi roman dersleri başlamıştınız Yazarlar Birliğinde, o devam edecek mi eylülden itibaren? 
 
Estağfirullah, ders diye nitelendirmedim hiç. İstekli arkadaşlarla tecrübelerimi paylaşmaya çalıştım. Eylül'ün sonu geldiğine göre sorunun devamı kendiliğinden yanıtlanmış oluyor. Resmi bir statüsü olmayacak, ancak orda çalışmaya başladığımız arkadaşlarla, yeni mekanımda devam ettirmeyi düşünüyoruz çalışmaları. Tabii katılmak isteyen herkese kapımızı açık tutarak.. 
 
Cafcaf LogoCafcaf ekibinin işi zor görünüyor? Cafcaf'ın önceki mizah dergisi denemelerinden farklı gözünüze batan bir yönü var mı? 
 
Genç bir ekip Cafcaf ekibi, Oğuz ağabeyin 30-35 sene önce açtığı yoldan farklı bişeyler bekliyor insan, bir okuyucu olarak tabii. Dergi çalışmalarını bırakalı oldu 15 sene, profesyonel anlamda ahkam kesmem doğru olmaz. Çizgiyi seven biri olarak beklentim, artık birilerinin yeni bişeyler söylemesi. Bu neden siz olmayasınız? 
 
Çizmeyi veya hem yazmayı hem çizmeyi düşündüğünüz başka hikayeler, romanlar var mı? 
 
Elbette var, önce elimdekileri bitireyim de... 
 
Hangi çizerleri takdir edersiniz? 
 
Çizmeyi seven ve çizen herkesi takdir ederim. Yabancı ustalardan Moebius ve Bilal, yerlilerden Suat Gönülay. 
 
Günde belli bir saatinizi çizime ayırır mısınız? 
 
Düzenli yaşadığım ve çizdiğimi söyleyemem. Keşke becerebilsem. Bazı gün hiç çizemiyorken, bazı gün uyumadan çiziyorum. Mesaili olmuyor, yani ben beceremedim şimdiye kadar. 
 
Sevdiğiniz şairiniz var mı, yaşayan, ölmüş? 
 
Şiir'i pek sevmem, şairlerden de pek hoşlanmam. Nazım ve Orhan Veli dışında. (demiştim ya, pek entellektüel değilim) 
 
Cafcaf sizi almak istiyor başından beri ama mizah dergilerinde çizerlik düşündüğünüz oldu mu hiç? 
 
Karikatür çizmekten pek hoşlanmıyorum, şu anda yayınlanan mizah dergilerininde çalışmayı da düşünmüyorum. 
 
Cem UygunTürkiye'de mizah dergiciliğinde neler yanlış sizce? 
 
"Mizah dergisi" kavram olarak "Ben seni güldürecem arkadaş" iddiası barındırıyor. Piyasadaki dergilere gülemiyorum. Tüm dergilerin satışlarına bakınca, sanırım yalnız değilim düşüncemde. Genelden özele kaydı, marjinalleşti. Aykırılığı sıradanlaştı. Daha önceki sorulardan birinde de değinmiştim, 35 sene öncenin mizampajına bile dokunulmadan tekrarlanmaya çalışılıyor. "Mizah dergisi budur." diye bir yargı gelişmiş, değişik hiçbir şey denenmiyor. İçeriği ise bu kadroların yakalaması çok zor, o kadar çok bölündü ki. Saydıklarımızın hepsi, 35 sene önce bir dahi'nin açtığı yoldu ve söylenenler hep onun nasıl ayakta kalacağınla ilgili. Ne buyurmuş Hz. Mevlana: "Dünle beraber gitti cancazım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım..."

 

 

Türkiye'deki çizgi film/animasyon sektörü ile çizgi roman sektörü için neler söylersiniz? Ne durumdadir, artısı eksisi nedir? 
 
Çizgi film sektörünü bilmiyorum pek, ancak çok ve çeşitli işleri göremediğimize göre, gelişkin bir sektör diyemeyiz. Şimdilerde, özellikle TRT Çocuk'un açılması ile bir hareketlenme var gibi. O da genelde 3d çalışmalarda sanırım. 
 
Resimli romana gelince, şimdiye kadar durum felaketti. Öyle bir sektör yoktu. Maalesef resimli roman, yapısına hiç uymayan mizah dergilerine mahkum oldu şimdiye kadar. Birkaç deneme yapıldı, ancak onların da genelde roman'ı eksik çizgilerden oluştuğunu düşünüyorum. Tabii bu saydıklarım geniş kitlelere ulaşma babında söylenmiş sözler. Bireysel olarak gayretler oldu. Fanzinler çıktı, takdirle karşılanması gereken gayretler bunlar. Ancak popüler kültürden uzaklaşmış, marjinalleşen bir beğeni gelişti resimli roman adına. Batıda da resimli romanın bilimkurgu ve fantastik hikayelere hapsolması, nicelik hedefli manga'nın son senelerdeki hegamonyası kemikleştirdi bu yargıyı. Hatta bu bir kalıp oldu çoğu sevenlerinin kafasında. Şimdilerde çıkan (ve çok satan, bunun için de sevindirik olmamız gereken) edebiyat uyarlamalarına bile soğuk baktırabilecek bir yargı. Umutluyum resimli romanın Türkiye'deki geleceğinden. Resimli roman bir sanat dalı, ne isterseniz onu anlatırsınız. Ve bizim anlatacak çooook şeyimiz var, yeter ki resimli roman yapmak isteyen kardeşlerimiz resim kısmına takılıp kalmasın, roman kısmını da gördüklerinle sınırlamasın.

Foto Galeri İçin: http://www.dunyabizim.com/gallery.php?id=85
 

Asım Gültekin konuştu