Allah ‘cümlemizi’ korusun!

Bir cümle kurmak hiç de az şey değil. Benim bu cümleyi kurarken ne denli yokuşlar çıkıp yollar yürüdüğümü siz nereden bileceksiniz. Bir çeşit kelime örgütlenmesidir cümle. Her kelime bu cümle kapısından geçmek zorundadır. Kendini bir anlam binasının tuğlası olmaya adayıp feda ederek. Kelime-ki biz ona haddini bilsin diye sözcük deriz- nefsini köreltmek için bu kapıdan eğilerek geçer. Cümle, bütünüdür dağılmış parçaların. Kendi peşine takılacak sözcüklerin aynı hedefe hizmet etmesi gerekir. Her sözcük nerede, ne zaman toplanacağına dair kendi aralarında sözleşmiştir. Her kafadan bir ses çıkmaz bu kelimeler topluluğunda. Kurulan cümle ne diyorsa odur. Önceden fikri alınan sözcüklerin kendilerine mümessillik yapan cümleye itiraz hakları olamaz. Demokrasinin kuralları geçmez cümlede. Biri gelir ayağıyla bir iskemleyi tekme atıp devirir gibi bir cümleyi devirirse şayet işte o zaman devrik cümlenin yönetimine girer kelimeler. İdeal yönetime kavuşmuş olur sözcüklerin cümlesi. Cümle anlamın yüzüdür. Cümle âlem bir araya gelse bu yüzü bir anlama bağlı kalmaksızın oluşturamaz. Cümle anlamın cemalidir çünkü. Cemal de güzelliğini bu bütünlükten almıştır.

Bir kez daha soruyorum: Niye geldik dünyaya? El-cevap: Cümle kurmaya! Yaratıcının kurduğu cümleyi kavrayarak o minval üzere bir cümle kurmak için geldik bu hayata. Herkesin ömrü bir cümle kurulumu kadar. Dünya da öyledir, kurulmuş bir cümledir. Hakikat, adalet, merhamet, doğruluk… hepsi bir kelimeye sıkıştırılmış cümlelerdir. Her cümle kuvveden fiile geçerek hayat bulur. Bir cümle kuracaksan iyi düşün. O cümle senin bu dünyaya getirdiğin bir tekliftir. Kurulduktan sonra onu hayata saldın sayılır. Bir daha kurduğun cümleyi geriye sarmak ya da geldiği yere geri göndermek mümkün değildir. Kurulu bir cümle dikili bir ağaçtır. Ağacın dalları, yaprakları ve meyvesi vardır, cümlenin de. Cümlenin dalları mesajını ulaştırdığı, erişebildiği mekanlar ve ortamlardır. Yaprakları başka cümleleri müjdeleyen doğurganlığı sayılır. Meyvesi ise cümlenin dokunduğu yerde bıraktığı iz, oluşturduğu yankı demektir.

Her cümle bir arayıştır. Bir öncekinden daha derine dalıştır, denizin dibindeki cevherleri yakalayabilmek için. İnsan zihni kurulmamış cümleler ambarıdır. Susmak sıkı sıkıya kapamaktır bu ambarın ağzını, buna düşünmek diyoruz. Düşünürken kurduğumuz cümleler bir kâğıt üzerinde karar kılamamış eskizlerdir. Düşüncelerin de eskizleri olur muymuş demeyin. Cümleye geçmemiş, düş olmaktan kurtulamamış her düşünce eskizdir. Düşünce şayet bizi bir cümleye götürüyorsa kendine güveni var demektir. Cümleye dönüşmemiş düşüncelerin cümlesi tanımsız ideoloji, omurgasız öğreti, edepsiz edebiyat ve istifhamsız felsefedir. Çoğu insan kurmak istediği cümleyi başkalarının ağzında ya da kaleminde bulur. Bu kişiler cümlesizler grubuna dahildirler ve cümlesine tabi oldukları kişilerin yollarını takip ederler. Başkalarının cümlesini ikinci, üçüncü ağız bir sakız gibi ağızlarından eksik etmezler. 

Yaşam felsefesi, dünya görüşü, hayat düsturu… adına ne dersek diyelim, bunların hepsi insan hayatının asli cümleleridir. Her insanın cümlesi ölümüne yakın kendi kıyıların yanaşıp, kendi limanına demir atar. Acınası olan cümlesini tamamlamadan bu dünyadan göçüp gidenlerdir. Tam ortasında iken bir cümlenin kıyameti kopanlar, ne demek istedikleri bilinmeyenlerdir. Bu dünyadan ne anladın ve bu dünyaya ne demek istiyorsun? Bunu ancak cümlesini itmam edenler cevaplayabilir. Yaşarken “Kelime-i Şahadet”i eksiksiz okuyamayanların -okumaktan mânâ müdrik olmaktır- ölürken okumalarının ne kadar anlamı olabilir ki? Delik bir kova ne kadar su taşıyabilir? Hakikate dair cümlesini ömür müddetince yollarda döküp saçmadan hayatının bir ucundan diğer ucuna taşıyabilenlere ne mutlu!

Hayat diyor ki; “beni hiç yaşamadılar, hep cümle içinde kullandılar”. Şimdi kalkıp “peki buna ne diyorsun?” diye sorabilirsiniz. Cümlenin özü ve çekirdeği olmadıktan sonra bir cümlenin hayattan kopuk malzemesi olmak her zaman acınası bir akıbettir. Ne hayat bizi kullanır ne de biz hayatı, biz hayatın bize sunduklarından kendimize bir ömür yaparız.

Cümle karnı deşilecek bir organizma değildir. Bakışından, duruşundan anlamı sezilecek bir gizemli çehredir. Allah kurduğu cümlenin altında ezilmekten cümlemizi korusun.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Necdet Meşe
Necdet Meşe - 3 yıl Önce

Üstat eline yüreğine sağlık. Büyüleyici bir yazı kaleme almışsın. Koca bir kitabın Önsözü gibi...
Selamlar saygılar