Türkiye’nin İslâm dünyasına açılan kapısı: Mehmet Emin Saraç

"Dr. Sabahattin Zaim Hoca hatıralarında, “Emin Saraç, İslâm dünyasında Türkiye’den daha fazla tanınır. Bu yüzden dışarıda Türkiye denildiği zaman Emin Hoca’yı sorarlar” demiştir." Salim Sancaklı yazdı.

Türkiye’nin İslâm dünyasına açılan kapısı: Mehmet Emin Saraç

Ülkemizin ve İslâm dünyasının önde gelen ilmi simalarından Tokatlı M. Emin Saraç Hocaefendi 19 Şubat 2021 Cuma günü İstanbul’da vefat etti. Hocaefendinin vefatı “âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir” sözünde ifade edildiği üzere talebelerini, dostlarını ve ilim dünyasını hüzne boğdu.

Peygamberlerin vârisi olan âlimler, Müslümanların ilmî ve manevî önderleri İslâm’ı muhafaza eden kaleleridir. Gerçek bir âlim vefat edince İslâm’ın surlarında, kapatılması ve onarılması güç bir gedik açılır. M. Emin Saraç Hocaefendi de bütün bir ömrünü ilme adamış, kendisinde ilim ve ameli meczetmiş, bütün mesaisini ilim talebelerinin yetişmesine vakfetmiş âlim bir şahsiyettir.

M. Emin Saraç’ın Hocaefendi’nin dünyaya gelişi Osmanlı Devleti’nin yerine Cumhuriyet Türkiye’sinin yeni kurulduğu bir devre tekâbül eder. Hocaefendi Tokat’ın Erbaa İlçesi’nin Tanoba Köyü’nde 1930 senesinde dünyaya gelmiştir. Ailesi, hocaları ve yakın çevresi ilmî ve fikrî alanda önemli simâlardan müteşekkildir. Babası Hafız Mustafa Efendi, annesi Üzeyir Efendi’nin kızı Hatice Hanımdır. Dedesi Niksar’ın Keşfî Camii Medresesi’nde müderris olan ve dönemin sayılı uleması arasında gösterilen Üzeyir Efendi’dir. Altı yaşında iken dedesinin yanında Kur’an-ı Kerim’i hatmeden M. Emin Saraç, diğer üç erkek ve bir kız kardeşi ile beraber babasının yanında hafızlığını ikmal etmiştir. M. Emin Saraç Hocaefendi 1940-1943 yılları arasında, ağabeyi Bahaeddin Saraç ile beraber Niksar Arasta Camii’nde, akabinde Merzifon Kara Mustafa Camiinde mukâbele okumaya devam etmiştir. 1943 senesinde babası üç çocuğunu, Bahaeddin, Emin ve küçük kardeşleri Osman’ı, tekkesinin sürekli murakabe altında tutulduğundan habersiz, İstanbul’a, kendisinden ilim tahsil etmeleri için, son devrin büyük âlimlerinden Ahıskalı Ali Haydar Efendi’ye göndermiştir. Ali Haydar Efendi de bu üç kardeşi Fatih Cami baş imamı Ömer Efendi’ye emanet etmiştir. M. Emin Saraç Hocaefendi Ömer Efendi’nin yanında Kur’ân talimi ve telhis dersleri okumuş, bu şekilde Fatih Camii’nde üç ay kaldıktan sonra Karagümrük’teki Üçbaş Medresesine geçmiştir. Bu medresede, Fatih Camii’nde uzun yıllar baş kayyımlık yapmış olan muhaddis Süleyman Efendi’den Buhari-i Şerif’in birinci ve ikinci cüzlerini bitirmiş, ilk hadis icazetini de Hacı Ferhad Rizevî silsilesinden gelen icazetname ile Süleyman Efendi’den almıştır. Kendisine hadis ilmini sevdiren, ilk hadis okuma zevkini tattıran da yine bu hocası Süleyman Efendi’dir. M. Emin Saraç Hocaefendi de böylece bütün bir ömrünü binlerce talebeye Resûl-i Ekrem’in (sas) hadis-i şeriflerini öğretmekle geçirmiştir.

M. Emin Saraç Hocaefendi Üçbaş Medresesi’nde 1950 senesine kadar kalmış ve bu süreçte Fatih Camii’nde ders veren son dönem âlimlerinden; Gümülcineli Mustafa Efendi, muhaddis İbrahim Efendi, Hüsrev Efendi, Bekir Hâkî Efendi, Ömer Nasuhi Bilmen ve Mahmud Cevdet Bey gibi âlimlerden de tefsir, hadis, fıkıh ve usûl dersleri almıştır. İstanbul’da kaldığı yıllarda; Tirmizî, Buhârî-i Şerif, Merâku’l-Felâh, Kudûrî, Şerhu’l- Akâid, Şifâ-i Şerîf, Mir’ât, Müslim-i Şerîf, Mişkâtu’l-Mesâbîh, Tefsîr-i Kâdî Beydâvî gibi kitapları okumuştur.

M. Emin Saraç Hocaefendi 1950 yılında, İslâmî ilimlerde daha fazla ilerlemek için hocası Ali Haydar Efendi tarafından Mısır’a gönderilmiştir. Mısır vizesinin kısa sürede çıkmaması üzerine kardeşi Osman Saraç ile birlikte, Bağdat üzerinden Mısır’a gitmişlerdir. M. Emin Saraç Hocaefendi Mısır’da dokuz yıl kalmış, Kahire’de önce Ezher Lisesi’ni bitirmiş, daha sonra Şeriat Fakültesi’nde tahsilini ikmal etmiştir. M. Emin Saraç Mısır’daki tahsili sırasında, Osmanlı Devleti’nin son Şeyhulislâmlarından Tokatlı Mustafa Sabri Efendi ve devrinin en büyük muhaddislerinden Şeyhulislâm vekili M. Zâhid el-Kevserî’den dersler almıştır. Bunun yanında Yozgatlı İhsan Efendi, muhaddis Muhammed Abdulvehhab Buhayrî ve Ahmed Fehmi Ebu’s-Sünne gibi zamanın Ezher âlimlerinden de ders okumuştur.

M. Emin Saraç Hocaefendi adı geçen bu zevâtın dışında, Hasenü’l- Bennâ ve Seyyid Kutub’u yakından tanımış, Türkiye’ye dönünce Kutub’un Fizilâli’l-Kur’ân isimli tefsirini en güzel bir şekilde ve ilk defa tercüme edenler arasında yer almıştır. M. Emin Saraç Hocaefendi, Yusuf el-Karadavî ve Ebu’l-Hasen en-Nedevî’yle görüşmüş, onlarla muhabbet etmiş, Elmalılı Muhammed Hamdi Efendi’ye ve Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi’ye mülâki olmuş, Abdulfettah Ebu Gudde ve Muhammed Avvâme gibi hadis âlimleri ile arkadaşlık etmiş, Mahmud Sâmi Ramazanoğlu, Mehmed Zahid Kotku gibi zevattan istifade etmiş, Abdurrahman Gürses ve Ali Yakub Cenkciler gibi Hocaefendiler ile arkadaşlık yapmış ve birlikte olmuş, bu ilmî menbalardan yetişmiş, ilim zincirinin son halkalarından âlim ve fâzıl bir şahsiyettir.

M. Emin Saraç Hocaefendi’nin mühim yönlerinden biri de son devir Osmanlı uleması nesli ile günümüz Türkiyesi nesli arasında bir köprü vazifesi görmesinin yanı sıra, İslâm dünyası ile Türkiye arasında da bir köprü vazifesi görmesi, adeta ‘Türkiye’nin İslâm dünyasına açılan kapısı’ olma özelliğini taşıyor olmasıdır. Bu meyanda merhum Prof. Dr. Sabahattin Zaim Hoca hatıralarında, “Emin Saraç, İslâm dünyasında Türkiye’den daha fazla tanınır. Bu yüzden dışarıda Türkiye denildiği zaman Emin Hoca’yı sorarlar” demiştir. M. Emin Saraç Hocaefendi Mısır’daki tahsilini tamamlayıp ülkesine döndükten sonra bütün hayatını İslâmî ilimleri yaşatmaya, okutup öğretmeye vakfetmiş, yetiştirdiği binlerce talebesi ile geleceğin eğitimli, ilmi yönden donanımlı öncü ve önder nesillerinin yetişmesine vesile olmuştur. O, eser telifi yerine ders vermeyi tercih etmiş, Fatih Camii’nde ve muhtelif yerlerde, altmış beş yıl boyunca devamlı olarak dersler okutmuştur. M. Emin Saraç Hocaefendinin vefatı ile İslâm âlemi ve ümmeti, bu asrın en büyük âlimlerinden bir âlimin daha aralarından ayrılarak ebedî âleme irtihalinin ve ilim semasından bir yıldızın daha kaymasının hüznüne şahit olmuştur.

M. Emin Saraç Hocaefendi altmış beş seneden beri son dersiâmlığını yaptığı ve “benim cennetimdir” dediği Fatih Camii’nde 21 Şubat 2021 Pazar günü kılınan cenaze namazını müteakip, çok sevdiği bu caminin hazîresinde ebedî ikâmetgahına, uzun ve bereketli bir ömrün ardından yetiştirdiği talebelerinin ve sevenlerinin dualarıyla defnedilmiştir. Cenâb-ı Hak gârik-i rahmet eylesin. İlmini ve ilim yolundaki çalışmalarını sadakâ-yı câriye kılsın. Rahmetullahi aleyhi rahmeten vâsia.

Yazımızı M. Emin Saraç Hocamıza ait şu duâ ile hitama erdirmek istiyorum: “Ya Rabbi! Cümlemizin âkıbetini hayr eyle. Bizleri hocalarımıza lâyık birer talebe, onların şefaatlerini hak edecek hayırlı nesiller eyle. Hepimizi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şefaat-i uzmâsına lâyık ümmet eyle…”

Salim Sancaklı

Tokat ilmiyat Dergisi 9/1 (Haziran 2021)

YORUM EKLE

banner36