Prof. Dr. Halil İbrahim Kutlay: "Hocamız bize her defasında hedef ve ideal aşılardı."

"Hocamız o sırada umre için sık sık Mekke'ye gelirdi. Her defasında bizi Mescid-i Harâm'ın ikinci katında toplar, hedef ve ideal aşılardı." Doç. Dr. Halil İbrahim Kutlay, "İslâmi İlimler Hocalarının Dilinden" isimli eserde, hocası M. Emin Saraç’ı anlatıyor.

Prof. Dr. Halil İbrahim Kutlay: "Hocamız bize her defasında hedef ve ideal aşılardı."

Merhum Mehmet Emin Saraç Hocaefendi ile tanışma hikâyenizi anlatır mısınız?

Mehmet Emin Saraç Hocamla ilk tanışmam, 1973 yılında eski Beşiktaş Müftüsü Merhum Fuat Çamdibi Hocaefendi'nin evinde oldu. Yüksek İslâm Enstitüsü birinci sınıf öğrencisi iken İslâm Medeniyet Tarihi dersimize giren merhum Prof. Dr. Osman Öztürk Hocamızın tavsiyesiyle fıkhî bir soru sormak üzere bir arkadaşımla birlikte Fuat Çamdibi Hocaefendi'nin evine gitmiştim. Fuat Hocaefendi hacdan yeni gelmişti. Zemzem içtik, duasını ve tavsiyelerini aldık, fıkhî sorumuzu sorduk. Akrabası olan Emin Saraç Hocaefendi de oradaydı. Emin Hocam o gün bizi Fatih Camii'ndeki derslerine davet etti.

Hangi dersleri aldınız?

Emin Hocamın dersinde ilk defa 1974 Ekim ayında bulundum. O günden sonra hocamı hiç bırakmadım. O sırada Vefa'daki İlim Yayma Vakfı Öğrenci Yurdu'nda kalıyordum. Sonbahar ve kış mevsiminde Fatih Camii'nin ön tarafında camiye bitişik kütüphanede, bahar ve yaz mevsiminde ise Fatih Camii'nin içinde müezzin mahfilinde ders verirdi. Hocamız, hafta sonları İlim Yayma Yurdu'na gelir, yurda ait tarihî Ekmekçizâde Mescidi'nde ders verirdi. O günden bu yana Rabbime bu lütuf ve ikrâmı sebebiyle hamdediyor, böyle değerli bir hocaefendinin talebesi olmakla iftihâr ediyorum.

Emin Hocamızın Fatih Camii'ndeki derslerinde Sünen-i Ebî Dâvûdu baştan sona okuduk. Mevsili'nin el-İhtiyâr, Hamdi el-A'zami'nin Usûlü'l-fıkıh, Muhammed Ali es-Sâbûnî'nin Tefsiru Ayâti'l-Ahkâm, Muhammed el-Hudarî'nin Taribu't-Teşri'i'l-İslâmî, Şeyh Abdullah Sirâceddin'in Beykaniyye Şerhi ve Bûsîrî'nin Kaside-i Bürde Şerhi gibi kitapları okuyup bitirme imkânımız oldu.

Hiç unutamadığınız bir anınız oldu mu?

Hocaefendiyle birlikte olduğumuz her ders, gönlümüzde tatlı bir hâtıra olarak kaldı. Dersleri faydalı, bereketli ve feyizli idi. Meselâ bir imtihan haftasında hocamıza, "Imtihanlarımız başladı, derslere ara verelim." teklifinde bulunduk. "O halde bugün sadece bir hadis okuyalım.” dedi. Ama o derste o kadar güzel hâtıralar ve güzel örnekler nakletti ki her gün iki saat süren dersimiz, o gün üç saat sürmüştü. Dersten çıktığımızda arkadaşlarla birlikte İlim Yayma Vakfı Vefa Yurdu'na doğru giderken imtihan haftasında yapılan bu uzun ders sebebiyle serzenişte bulunmuştum. Merhum hocamızın o gün bize verdiği hayatî ve ilmî ölçülerin satırlarda yazılı olanlardan daha kıymetli olduğunu bugün daha iyi anlıyorum.

-Emin Saraç Hocaefendi'nin tavsiyesiyle Mekke'ye gitmişsiniz.

Evet. Emin Saraç Hocamız, Ezher Üniversitesi'nden Fıkıh ve Fıkıh Usûlü hocası Prof. Dr. Ahmed Fehmî Hocaefendi'nin tavsiyesiyle beni ve bir grup arkadaşımı Arap dili takviyesi ve lisansüstü öğrenim için Mekke'ye gönderdi. Bize her cuma sabah namazından sonra bir öğrenci arkadaşın evinde toplanıp hadis okumamızı tavsiye etti. Bu derslerde kendi aramızda birer hadis okuyarak önce Muvattâ daha sonra Mişkâtü'l-Mesâbih kitaplarını bitirdik.

Hocamız o sırada umre için sık sık Mekke'ye gelirdi. Her defasında bizi Mescid-i Harâm'ın ikinci katında toplar, hedef ve ideal aşılardı. O arkadaşlarımızın tamamı, farklı alanlarda doktora yaptıktan sonra Türkiye'ye döndüler, İlahiyat fakültelerinde görev aldılar. On beş yıl süren yüksek lisans ve doktora merhalesinden sonra İstanbul'a döndüğümde yine hocamın yanında idim. Ama bu defa "Hadis Usulü" dersi veriyordum. Hocam hem dersimi dinliyor hem de arada bazı anlamlı ilâvelerde bulunuyordu. Ayrıca Mekke dönüşü hocamın Şifa, Sahîh-i Buhârî, Risâle-i Kuşeyriyye, Risâletü'l-Müstersidin derslerinde bulundum. Onun teklifiyle 1996 yılından bu yana pazar günleri öğle namazından önce Fatih Camii'nde vaaz vermekteyim. Hocamız bana ve çarşamba günleri vaaz veren Hamdi Arslan arkadaşıma Osmanlı döneminin meşhur lakaplarından "Kürsü Şeyhleri" lakabını vermişti.

Fatih Camii müezzin mahfilinde pazar günleri sabah namazından sonra Kâdî İyâz'ın Şifa kitabını hocamızın huzurunda baştan sonra okutmak nasip oldu. Hocam, bu kitabı benden önce yedi defa okutmuştu. Sekizinci defa okutma görevini bana vermişti.

Son olarak hocaefendiyle alakalı ne söylemek istersiniz?

Emin Saraç Hocam; ciddi, vakûr ve müstakîm bir ilim erbâbı idi. Bize ilim ve âlim sevgisi aşıladı. Bize istikâmet dersi verdi, ifrat ve tefritten uzak olan ehl-i sünnet âliminin nasıl olacağını bilfiil gösterdi. Kur'an ve sünnete ihlaslı bağlılığı, sahâbeye duyduğu ihtirâmı, hocalarına karşı vefakârlığı en önemli özelliklerindendi.

Hocamız, sanki Osmanlı döneminden kalma bir ilim adamı idi. Hocamız, Osmanlı âlimlerinin son halkası idi. İstisnasız her derste hocalarından, tanıdığı âlimlerden örnekler verir, güzel hâtıralar nakleder, sanki bizi bir başka dünyaya götürürdü. Tatlı, nezih ve samimi bir üslubu vardı. Öğrencilerine duyduğu muhabbeti bambaşka idi.

Öğrencilerine baba şefkatiyle yaklaşırdı. Öğrencilerini asla kırmaz, incitmez, üzmez ve bağırmazdı. Görüşlerinde ve ifadelerinde kesinlikle aşırılık yoktu. Gerçekten okuduklarını yaşayan bir hocaefendiydi.

Fatih Camii derslerini hayatının en önemli programı gören, derslerine büyük önem veren, hiçbir dersine geç kalmayan, Fatih Camii'nde 1958-2018 arası altmış yıl aralıksız ve karşılıksız tefsir, hadis ve fıkıh dersleri veren, iki bini aşkın hoca yetiştiren, yeri doldurulamayacak nadir bir şahsiyetten, seçkin bir âlimden söz ediyorum.

19 Şubat 2021 tarihinde ebediyete uğurladığımız Emin Saraç Hocamızı Rabbim rahmetine nâil eylesin... Mekânını cennet eylesin... Cennette buluşmayı nasip eylesin...

Prof. Dr. Halil İbrahim Kutlay 

Hadis Ana Bilim Dalı Başkanı

Kaynak: İslâmi İlimler Hocalarının Dilinden

YORUM EKLE