Beşir Ayvazoğlu: Bayram muhabbeti

Tasavvuf tarihinin büyük isimlerinden Hacı Bayram-ı Veli’nin asıl adı Nûman’dı, fakat ilk defa bir bayram günü görüştükleri için kendisine mürşidi Somuncu Baba tarafından verilen 'Bayram' adını benimsemişti.

Beşir Ayvazoğlu: Bayram muhabbeti

Peygamberimiz ashabı ile nasıl bayramlaşırdı? Saray erkânının bayramlaşma âdeti nasıldı? Dersaâdet sakinleri bayram günlerini nerede geçirirdi? Çocuklar bayram günlerinde hangi semtlerde, nasıl eğlenirdi? Bayram alışverişleri hangi çarşılarda, kimlerden yapılırdı? Bu büyülü ve insanı mest eden ortamı şairlerimiz nasıl anlatmıştır? Bütün bu soruların etrafında o günlerin atmosferini âdeta yaşatırcasına anlatıyor Dersaadette Bayram sabları kitabı.Timaş Yayınlarından çıkan bu kitapta Dursun Gürlek bayramları, eski İstanbul'daki bayram atmosferini anlatan edebi metinlerden seçkiler yapmış. Kitapta Reşat Ekrem Koçu'dan Tâhirü’l-Mevlevî'ye Beşir Ayvazoğlu'ndan Yahya Kemal'e pek çok meşhur kalemin bayramla ilgili yazılarını bulmak mümkün. Bu yazılar arasından Beşir Ayvazoğlu'nun "Bayram Muhabbeti" başlığını taşıyan yazısını alıntılıyoruz.

***

Kelimelerin etimolojik ve semantik maceralarına meraklı olduğumdan daha önce çeşitli vesilelerle söz etmiştim. Bu hafta da izninizle “bayram” kelimesini biraz kurcalamak istiyorum. Kubbealtı Lügatı’nda da Tıetze’nin sözlüğünde de bu kelimenin eski Türkçedeki “badram” (bedrem, beyrem) kelimesinden geldiği belirtilmiş. Tıetze, eski bir İran dilinden alınmış olabileceğini de çeşitli kaynaklara dayanarak söylüyor. Bayram, menşei ne olursa olsun Divânü Lügati’t-Türk’te de yer aldığına göre kadim zamanlardan beri bütün Türk lehçelerinde sevinç içinde hep birlikte kutlanan kutsal günlerin adı olmuştur.

Bir zamanlar okur yazar takımı bayram yerine genellikle Arapça “ıyd” kelimesini kullanırdı. “Bayramlaşma” anlamına gelen “muayede”, bu kelimenin türevlerindendir. Ramazan Bayramı’na “ıyd-i fıtr”, Kurban Bayramı’na “ıyd-i adhâ”, saraylarda bayramlaşmanın yapıldığı salonlara da “muayede salonu” denirdi.

Türkçede fitre şekline giren “fıtr” kelimesi, Arapçada “orucu açmak” anlamına gelir. “İftar” ve “yaratılış” anlamındaki “fitra”, “fıtrat” kelimeleriyle aynı köktendir. Bilindiği gibi, Ramazan Bayramı’nda fitre, yani “sadaka-i fitr” verilir. Bu da ramazanı idrak edip bayrama ulaşan ve temel ihtiyaçları dışında belli bir miktarda varlığa sahip olan Müslümanların kendileri ve velayetleri altında bulunan kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları mali bir ibadettir.

“Iyd” kelimesinin halk tarafından hiç benimsenmediğini söylemeye gerek var mı? “Iyd”in geçtiği tek bir deyim ve atasözü yok. Hâlbuki bayram, atasözü ve deyimlerde çok kullanılır. Çok sevinmek, mutlu olmak anlamındaki “bayram etmek” deyimi ne güzeldir? Lezzetli bir yemek yiyince midemiz, bir güzellik görünce gözümüz, güzel bir ses işitince kulaklarımız bayram etmez mi? Sigara tiryakileri de derin bir nefes çekince ciğerlerinin bayram ettiğini söylerler, nasıl bir bayramsa?

Birbirinin bayramını kutlamak anlamındaki “bayramlaşmak” deyimi de çok güzeldir ve derin anlamlar taşır. Eskiler galiba “bayraşmak” şeklinde de kullanırlarmış. Bayramlaşma, aynı zamanda yıl boyunca semtlerine uğranmayan eşin dostun ve akrabanın ziyaret edildiği, yani “bayramdan bayrama” da olsa insanların birbirini hatırladığı, gönül aldığı zamanlardır. “Bayramda seyranda” tabiri de “bayramdan bayrama” gibi “çok seyrek, arada bir” anlamına gelir.

Tasavvuf tarihinin büyük isimlerinden Hacı Bayram-ı Veli’nin asıl adı Nûman’dı, fakat ilk defa bir bayram günü görüştükleri için kendisine mürşidi Somuncu Baba tarafından verilen Bayram adını benimsemişti. Meşhur bir şiirinde “bayram” kelimesini dört defa kullandığı şu dörtlük, bana sorar sanız Türkçenin incilerindendir:

Bayram’ım imdi Bayram’ım imdi
Bayram ederler yâr ile şimdi
Hamd ü senâlar hamd ü senalar
Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm.

Mehmet Âkif’in “Bayram” şiirinde, bayramı tarif ettiği mısraları da çok severim. Bu mısralarda bayram günü ufukların sevinç ve mutlulukla dolup taştığı, dünyanın başka bir dünya hâline geldiği; bu hoş, şetaretli zamanda çocukluğun masum yüzünün güldüğü ve bu yüzden bir geleceğe dair ümidin apaçık belirdiği ifade edilir. Özellikle “şetaretli zaman” sözündeki “şetaret” kelimesinden sanki bütün bir bayram sevinci ve cıvıl cıvıl çocuk sesleri taşmaktadır:

Pür-handedir âfak, cihan başka cihandır
Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır

Âkif, bu mısraların geçtiği şiirinde Fatih’te kurulan bayram yerini uzun uzadıya tasvir eder. İstanbul’un belli başlı semtlerinde bir zamanlar çocukların gönüllerince eğlenebilecekleri bayram yerleri kurulurdu. Satıcı avazeleriyle çocuk seslerinin birbirine karıştığı bu bayram yerleri tarihe karışsa da Türkçenin havzasında yaşıyor; hareketli, canlı, cümbüşlü yerlere hâlâ “bayram yeri gibi” diyoruz. Bazen bayram çocukları gibi sevinmez miyiz? Bayramlıklarımı giyip bayram harçlığımı cebime koyarak sokağa fırladığım günler, hâlâ çok renkli bir çocuk resmi gibi zihnimdedir. “Bayram çocuğu gibi” deyimi bu saf sevinci ve mutluluk duygusunu ifade eder.

Az kalsın unutuyordum; eskiler süslü fakat zevksiz giyinen adamlar için de “bayram koçu gibi” tabirini kullanırlardı. Bilirsiniz, kurban bayramlarında erkekler tarafından nişanlılarının evlerine gönderilen kurbanlık koçların aşırı şekilde boyanıp süslenmesi âdettendi.

Bayramda ikram edilen veya hediye olarak götürülen şekerin adı “bayram şekeri”ydi. Zaten bayramlar hâlâ üç beş gün öncesinden başlayarak bir şekerleme şenliği gibi yaşanmaz mı? Renk renk horoz şekerleri benim hafızamdaki bayramların ayrılmaz parçasıdır. Bayram ziyaretlerinde öncelikle şeker ikram edilerek bir bakıma yıl boyunca “ağız tadı” dileğinde bulunulduğu için Ramazan Bayramı’na “Şeker Bayramı” da denilmiştir. “Şeker”in Türkçede aynı zamanda mecazen şirin, sevimli, tadı dilli, cana yakın anlamına geldiği unutulmasın.

Bayram kelimesinin atasözü ve deyimlerde bu kadar çok geçmesi, ramazan ve kurban bayramlarının ve bunlar etrafında oluşan geleneklerin hayatımızdaki vazgeçilmez yeriyle alakalıdır.

Bütün okuyucularımın bayramını tebrik ediyor, bütün günlerinin “bayram havası”nda geçmesini diliyorum.

YORUM EKLE