Araştırmacı yazar Ali Toker’in Ramazan boyunca Balıkesir-Karesi'de Bedesten Sohbetleri'nde ve Ramazan sonrası Metris Cezaevi seminerlerinde anlattıklarından işittiklerimizi ‘Ramazan tadını dimağda tazelemek’ ve ölümden sonrasını tefekkür etmek için derç ettik.
Ramazan-ı Şerif’i geride bırakmış olmakla birlikte bazı şeyleri tekrar hatırlatmakta fayda var. Ramazan-ı şerif her ne kadar ‘oruç’ ve geceleri ferahlatan ‘teravih namazı’ ile yer edinse de algımızda, kısmen devam ettirmekle beraber çoğunlukla göz ardı ettiğimiz bir şey var ki o da ‘mukabele’. Ramazan-ı şerif, oruçtan da ziyade Kur’an ayıdır. Bizden öncekilere olduğu gibi bize de orucun yazıldığını (Bakara,183), bizi müjdesi ve teşvikiyle heyecanlandıran Kadir gecesini ve diğer tüm hakkı ve güzel olanı, tebessümü ayı kıskandıran Habîbullah’ın -eskimeyen tabiriyle- fem’i saadetinden (dudaklarından) bize okuyan Kur’an’ın ayıdır.
Oruç, tüm azalar ile, hususiyetle de kalp ve dil ile tutulduğunda tam bir oruç olur. Herkesin Ramazan telakkisi farklı olmakla beraber bu ayda sair zamanlarda ibadet etmeyenlerde dahi ibadete meyil, hiç olmazsa haramdan kaçıp aya hürmet gösterme vardır. Ramazan’ın her günü bayramdır lakin sonundaki bayram Fıtır (Yaratılış) Bayramı’dır. Ramazan’ın bitimine sevinilen bir bayram hiç değildir. Kadir gecesi aslında maruf bir meçhuldür sene içinde. Kullar içinde Hızır (as) gibi... O sebeple kişi her geceyi Kadir, her geleni Hızır bilmeli. O gece Kur’an’ın dünya semasından Efendimiz’e nüzulü gecesidir. Kadir Suresi’nde mühim işaretler, beşaretler vardır. Mesela Kadir Suresi’nin bir hassası şudur ki ölen bir kimsenin kabrine bir avuç toprağa üç defa Kadir Suresi okunup serpilse o surenin izzeti için o kişiye azap yazılmışsa dahi kaldırılacağı ümit edilir. Hadis-i şerifte geçen bir faydası ise şöyledir ki “abdest aldıktan sonra üç defa okuyan peygamberlerle haşrolunur” müjdesi vardır. (Enes bin Malik rivayeti, Kenz-ül Ummâl)
Bir suça iki ceza olmaz
Toker'in Metris sohbetini dinleyenlerden birinin “bizim burada çektiğimiz ceza yaptığımız işlere kefaret midir?” sorusuna “Bir suça iki ceza olmaz” diye cevap verdi.
Fatiha Şehri hikâyesi ve Derviş Mehmet
Özetle, bir tayyı mekan ve tayyı zaman ile gidilip, her şeyin Fatiha suresi ile alınıp karşılandığı; şehirde ikametin tek şartının eline, beline, diline sahip olmak olduğu ibretini veren Fatiha şehri hikayesinin mütalaa edilmesi gerekli bir kıssa olduğunu öğrendik.
Tabi Ramazan’da oruç yerken şeyhine yakalanınca “Ramazan giderse gelir, Derviş Mehmet gitti mi bir daha gelmez” gibi bir Bektaşi geleneğini anımsatan latifeli ama ince mesajları olan nakillerden dinlediğimiz Derviş Mehmet’in bir hayal kahramanı olmadığını da zevkle dinledik.
Hz. Ali (kv) ve bazı önemli hakikatler
Hz. Ali Efendimiz Hz. Ömer’in kayınpederidir ve çocuklarından üçünün adları Ebubekir, Ömer, Osman’dır (Hz. Fatıma validemizden sonra yaptığı izdivaçlardan olan çocukları). Hz. Ali Efendimiz kendinden evvelki üç halifeye de biat etmiştir. Estağfirullah, bazılarının dediği gibi korkudan değil... Hiç Allah’ın aslanı korkar mı? Her Müslüman aslında Alevi’dir yani Hz. Ali’yi sever, sevmelidir. Lakin her Alevi’yim diyen Müslüman olmayabiliyor.
Burak Özkanlı haber verdi