Mustafa Kutlu'nun Yeni Şafak Gazetesi’nde haftalık olarak yayınlanmış yazılarını bir araya getiren Akıntıya Karşı, Dergâh Yayınları tarafından basılmış ve okuyucuya sunulmuş.
Kitabın “Sunuş” kısmı son derece etkileyici bir göçmen yazısı olarak kaleme alınmış. Sadece bu yazı dahi okuyucuyu yüreğinin tam ortasından vurmayı başarıyor. Öyle ki günümüzün en büyük derdi haline gelen yasa dışı göç, düzensiz göçmen, mülteci, sığınmacı sorunu ya da artık ne derseniz deyin bir kez daha hafızalarımıza acı anılarla dolu insanları getiriyor.
“Sunuş” bölümünde Avrupalı liderlere yokluğu, sefaleti anlatan mektuptaki tek cümle her şeyi açıklıyor sanırım: "Bize en azından hayvan hakları kadar hak tanıyın..."
Bu talebin ve yalvarma eşiğine gelmiş bu çığlığın sahipleri mi yoksa muhatapları mı suçlu ona karar vermek gerekiyor. Verilecek karar inanın ki insanlığın önünü açacak, kutsal değerlere yaklaştıracak ve insanın var oluşunun sırrını fark etmesini sağlayacak bir karar olacak. İnsanlığın kendisine gelmesi için ilahi bir ışığı görmek, bazen bir peygamber sözünü ve bazen de kuyudan seslenen ve az sonra ölecek bir garibin sesini duymak gerekiyor. Hidayet ışığının hep bir musibete borçlu kalması acı değil mi? Rutinden çıkmadan, kötüyü görmeden ve tehlikeye düşmeden iyi olmak mümkün değil mi? Yazar bunu Âmentü'ye inanmak olarak formülize ediyor ki biz ona “İslâm” diyelim.