Temmuz dergisinin 34. sayısı elimde. Dergiden yapacağım ilk paylaşım Mustafa Yılmaz’a ait. “Ansiklopedist, Öğretmen ve Bilim Tarihçisi bir Âlim Taşköprülüzâde”yi anlatıyor Yılmaz. Yaptığı çalışmalar, eserleri örneklerle ele alınıyor.

“1495 Aralık ayında Bursa’da doğup 1651 yılının Nisan ayında İstanbul’da vefat eden Taşköprülüzâde; Bursa, İstanbul ve Rumeli toprakları hattında hayatını sürdürmüştür. Kırka yakın eser bırakan Taşköprülüzâde’nin hocaları babası Muslihiddin Mustafa Efendi başta olmak üzere, amcası Kıvamüddin Kâsım, dayısı Molla Abdurrahman, Molla Yetim gibi zamanın tanınan meşhur olmuş elim ehlidir.”

“Gayreti, ilmi cehdi, tecessüsü, geniş ilgi alanı ile İslam Düşüncesi’nin önemli bir ayağını oluşturan Taşköprülüzâde, İslam Bilim ve Tarihi çalışmaları için atlanılacak bir basamaktır. Bilginin sistemleştirilerek anlamlı bir dizge haline getirilmesi, yığınlardan yapılar inşa edilmesi, malumatın delil ile kuvvetlendirilmesi elbette ki çok çok büyük bir öneme haizdir.”

“Taşköprülüzâde 30 yaşında Dimetoka Oruç Paşa Medresesi’ne müderris olur. 51 yaşında Bursa kadısı oluncaya kadar çeşitli medreselerde müderris olarak ders okutur. Nihayet 57 yaşında İstanbul kadı olur ve fakat üç yıl sonra gözleri hastalık nedeniyle kör olur. Altmış yaşında gözlerini kaybeden Taşköprülüzâde, o yıldan sonra kadılık görevini bırakır.”