Koç, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde hazırladığı yüksek lisans tezinde 19. yüzyıl Osmanlı'sında bir kadın yazar olarak Nigar binti Osman'ın nasıl bir benlik ve kendilik geliştirdiğini inceliyor.

Nigâr binti Osman (1862-1918), eserleriyle ve entelektüel kişiliğiyle on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı’da yaşanan sosyal ve kültürel değişime katkıda bulunmuş önemli kadın yazarlardandır. Modern edebiyat araştırmalarında on dokuzuncu yüzyıl kadın yazarlarının eserleri incelenirken çoğunlukla romanların merkeze alındığı ve türün kurucu isimlerinin ve metinlerinin “bireyselleşme”, “kadın kimliği” ve “toplumsal değişim” gibi kavramlar bağlamında tartışıldığı görülmektedir. Roman türü bağlamında ilerleyen bu tartışmalara edebiyat tarihlerinde “Şair Nigâr Hanım” olarak anılan Nigâr Hanım’ın dâhil edilmediği görülmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri olarak “edebi yenilenme”nin yaşandığı bu yüzyılda Nigâr Hanım’ın “daha bireysel bir söyleyiş ve duyuş tarzını” tercih etse de Divan şiirine eklemlenen şiir formunda eserler üretmesi gösterilebilir. Ancak Nigâr Hanım’ın edebiyat kamusundaki etkisini ve önemini sadece şiirleri bağlamında konuşmak onun kişiliğini ve yazarlığını belirli sınırlar içerisine hapsetmek anlamına gelmektedir. Çünkü Nigâr Hanım, Türk edebiyatı tarihine yayımlanmış eserleri kadar yayımlanmamış eserleri bağlamında da katkı sağlamış ve ilkleri gerçekleştirmiş bir yazardır. Bu bağlamda Nigâr Hanım’ın yayımlanmayan fakat “günlük” türüne dair tartışmalarda kendisine sürekli atıf yapılan 1887-1918 yılları arasında tutmuş olduğu günlükleri, erken bir dönemde, bir kadının kendine, yaşadığı topluma ve edebiyat kamusundaki ilişkiler ağına dair deneyimlerini, kırgınlıklarını, beklentilerini, hesaplaşmalarını aktarmaktadır. Ancak Latin harflerine aktarılmadığı için, edebiyat ve kadın araştırmaları için oldukça önemli bir kaynak olan ve kendisinden “büyük bir övgüyle” bahsedilen bu günlüklerle ilgili derinlikli ve yeterli sayıda çalışmanın yapılamadığı tespit edilmiştir.

Nigâr Hanım’ın günlükleri, Osmanlı Devleti’nde siyasal ve toplumsal düzeyde hızlı bir değişimin yaşandığı bir dönemi birincil ağızdan aktarmaktadır. Böylece bu metinlerde yer alan kişisel bilgiler, “hafıza”, “deneyim”, “tanıklık” kavramları bağlamında tartışılabilmektedir. Günlükler vasıtasıyla Nigâr Hanım’ın “kendini yazmak” meselesini önemsediği ve kendi hikâyesini bir “yazar” olarak kayıt altına aldığı görülür. Ayrıca bu günlükler, Osmanlı üst sınıfına ait entelektüel bir kadının ve yazarın gündelik yaşamını, duygularını, edebi tercihlerini, yazma serüvenini, arayışını ve değişen siyasal ve toplumsal şartlar karşısındaki konumunu aynı anda takip edebilme imkânı sunmaktadır. Bu sunumda Nigâr Hanım’ın günlükleri, günlük türünün “benlik inşasına” sunduğu imkanlardan hareketle “benliğin kurulumu”, “kadın öznenin yazımı” ve “edebiyat kamusuna dâhil olma” meseleleri bağlamında konu edilecektir.